26 Mayıs 2010 Çarşamba

Ben O Yıllar Önce Tanıdığın Küçük Kız Değilim Anne!




Daima içimdeki ben ile çevremdekilerin tanıdığı ben farklı kişiler olmak zorunda kaldı, mükemmeliyet peşinde olan annem yüzünden.. Haksız mıydı? Ne yazık o zamanlar kızıyor olsam da şimdi düşününce haksız bulmuyorum. Mükemmel elbisesi içinde bir haylazdım ben oysa.. Yıllarca ben annemi, o da kendini kandırdı durdu. Anne olduğumda ben böyle olmayacağım dedim durdum bende kendi kendime.. Değil miyim sahi?

Evimizin sokağından çıktığım anda değiştiriğim kimliğim, yine sokağın başına geldiğimde, bir evin bir kızı moduna geçerdi. Oysa o sokak sınırını geçtiğim anda, ruhumdaki bütün serserilikler ve göz karalıklarım çıkardı saklandığı yerlerden..

Bir işe yaramış mıydı annemin bana o zamanlar koyduğu yasaklar, yaramamıştı sanırım, ben yine bildiğimi okumuştum özünde, doğrusunu bilerek yapmıştım yalnışları.. Yine yapıyorum.. Acaba biz anneler çocuklarımızı olduğu gibi kabul etmiyorda, onları istediğimiz gibi mi yapmaya çalışıyoruz. Onların renklerini tek renge çevirmeye çalışıyoruz büyük ihtimalle. Amacımız kimi zaman elalem, kimi zaman korumak, kimi zaman bizim yapamadıklarımızı yapmalarını sağlamak..

Şimdi biliyorum ki benim oğlumda aynını yapacak, dinleyerek değil, yaşayarak öğrenmek yolunu seçecek, peki ben ne yapacağım.. Yapmak istediklerini ya da yapacağını biliyorum tüm söylemlerime rağmen mi diyeceğim ona, bir çeşit kapıları mı açacağım, yoksa annemin yaptığı gibi yasaklar konusunda ısrarlı olup, ya tutarsa diye mi düşüneceğim..

Peki ben bu kadar kontrole, bunca başına buyruk oldu isem, gerçekten düşünüyorum ne faydası oldu bu sınırların bana.. Sadece gizli saklı yaşandı yaşananalar, yapılacaklar ve kimse duymadı. Fena bir sonuç sayılmaz.. :)

Oğlum büyüdükçe düşünüyorum şimdi.. Yapacağını bilip de bilmezden gelerek, kendine zarar vermeden atlatmasını nasıl sağlayacağım? Çok basit aslında doğruyu yanlışı anlatarak diyeceksiniz biliyorum. Ama dinlemeyecek biliyorum, çünkü bende dinlemezdim. Ezberlenmiş laflardan öte değillerdi onlar benim için, ergenliğim boyunca hayatımda eğreti otu olarak kaldılar sadece, belki sonrasında tozlu raflardan indirip ezberleri tekrarlayarak çıktım bir çok dikenli yoldan.. Ama ı-ııh ergenlik de değil.

Aslında çok da masun bir başkaldırıydı düşünüyorum da şimdi, sadece kendim olmak istiyordum, keyif aldığım şeyleri arkadaşlarımla paylaşmak.. Gerçekten dışarısı odaklı bir yaşam felsefesi vardı kafamda. Babam İtalya'ya gittikten yaklaşık iki ay sonra bir gün annem ağlamıştı. "Hep arkadaşlarınla dolaşıyorsun, benimle hiç bir şey yapmak istemiyorsun, ne kadar yanlız olduğumun farkında mısın?". Gerçekten çok şaşırmıştım. Hayır değildim. Annemin farkında bile değildim sanırım. Çok üzülmüştüm böyle düşünmesine, o ise iki aydır benden "Haydi anne gel birlikte bir şeyler yapalım" lafını duymak için beklemişti. Niye beklemişti ki söyleseydi keşke..

Ergenlik böyle bir şey sanırım.. Kızamıyorum kendimi düşündükçe onlara bu sebepten.. Ama benim oğlum ergen olunca bana bunları hatırlatın olur mu :)

Ah anneciğim ben hiç bir zaman senin o olmamı istediğin cici kız olmadım :) Hala da olmak istemiyorum..

Kuzin Abla

0 susmayan: